Bodrum mandalinası; Koylarının turkuaz rengini herkes bilir ama turuncu renkli Bodrum’u pek
kimse bilmez. Oysaki bir vakitler Bodrum Yarımadası’nın çiftçilerinin en mühim
gelir kaynağıydı mandalinalar. Bugün ise narenciye bahçeleri terk edilme
tehlikesi ile karşı karşıya
Koylarının turkuaz rengini herkes bilir ama turuncu renkli Bodrum’u pek
kimse bilmez. Oysaki bir vakitler Bodrum Yarımadası’nın çiftçilerinin en mühim
gelir kaynağıydı mandalinalar.
Kasım ile şubat ayları arasında Bodrum-Turgutreis anayolundan Bitez’e
doğru sapan, arabasını köyde park eden ve ara yollardan yalıya doğru inen
ziyaretçiler çağdaş bir turizm merkezi olarak tanınan Bodrum’dan beklenenden
tamamıyla değişik bir dünya ile karşılaşıyor. Eski taş duvarlarla döşenmiş
daracık dere yollarına güneş ışığı zor ulaşmakta, kenarlardaki eski
keçiboynuzu, zeytin ve defne ağaçlarının iç içe işlemiş dal ve yaprakları yeşil
tüneller oluşturmakta. Duvarın ötesinde koyu yeşil yaprakların arasından
turuncu topçuklar yürüyenleri selamlıyor, işte mandalina bahçelerine hoş
geldiniz! Yükten dalları aşağıya bükülmüş ağaçlar göz alabildiğine devam
ediyor. Ne bereket ama!.. Ağaçların arasında bahçelerin sulanmasına yarayan
derin ve geniş çaplı kuyuları ve yanlarındaki sulama havuzlarını
keşfedebilirsiniz. Bugün sulama genellikle plastik borularla yapılsa da hâlâ
eski, taştan yapılmış suyollarına rastlanıyor.
Her meyve gelen geçene “Beni kopar, tadıma bak.” diye fısıldıyor sanki.
Bu harika görüntünün albenisine dayanamayıp mandalina soyuveren meraklı
kimseler ise daha da harika bir koku ve lezzet ile ödüllendiriliyor, hele bir
de kokulu Bodrum mandalinasını kopardılarsa! Bahçe sahibi o civardaysa
gülümseyerek “Helal olsun, istediğin kadar kopar.” diye mandalina sevdalısını
teşvik eder.
Peki, mandalinanın aslen Çin’den yaklaştığını biliyor muydunuz? Rivayete
göre Anadolu’ya iki ayrı güzergâhtan ulaşmış: çekirdeksiz satsuma Hazar Denizi
üzerinden Karadeniz kıyılarına kadar gelmiş ve Türkiye’de ilk olarak Rize mandalinası adıyla tanınmış. Çekirdekli tür ise Afrika
kıtasını dolaşarak Yunan adalarına kadar ulaşmış, Rodos’tan da Bodrum’a
getirilmiş. Bodrum’da mandalina tarımı ciddi anlamda ama bir yüzyıl evvelce
başlamış. Yarımadanın koylarına uzanan bereketli Bitez, Müsgebi (Ortakent),
Karatoprak (Turgutreis), Gümüşlük, Yalıkavak ve Gölköy ovaları bu iş amacıyla
ideal. Yazın derli toplu esen meltemin ise Bodrum’da yetişen mandalinalara özel
bir aroma kattığı düşünülüyor. Sırasıyla, çekirdeksiz mandalin (satsuma), daha
koyu turuncu kabuklu tür mandalina, az çekirdekli olan klementin (Bodrum halkı arasında ‘kinin’) ve sonucunda ise mandalinaların kraliçesi, kokulu Bodrum
mandalinası olgunlaşır.
Böylece bölümde kasımdan şubata kadar mandalina sofralardan hiç eksik
olmaz. Eskiden evlerin bahçelerine özel tüketim amacıyla tek tük dikilirdi
mandalina fideleri. 1930-40 yılları arasında yazar Halikarnas Balıkçısı’nın
narenciye yetiştiriciliğini önemsediğini, vatan dışından tür tür fideler
getirdiğini, Bodrum’u bergamot ağacı ile tanıştırdığını biliyoruz. Ancak ama
II. Dünya Savaşı’ndan sonra mandalina tarımı iyice yaygınlaştı. Kış aylarında
vitaminli meyvelerden yoksun İstanbul’da Bodrum’dan gelen mandalinalar kapış
kapış satılırdı. Hele eski Yugoslavya üzerinden mandalinaların tüm Doğu
Bloğu’na ihraç edildiği zaman Bodrumlu yetiştiriciler isteği karşılamakta
zorlanırdı. Peki sonra ne oldu?
Doğu Bloğu çökünce mühim bir piyasa yok oldu. Üstelik çağdaş tüketiciye
göre Bodrum mandalinasının yoğun kokusu ve harika lezzetine karşın mühim bir
eksikliği vardı: her diliminde en az iki üç çekirdeğin bulunması! Tüketici
alışkanlıklarının değişmesiyle Bodrum mandalinasına ilgi azaldı. Birçok ağaç
kesildi, kalan bahçelerin bir alanı bakımsız. 70’li yıllerde yıllik mandalina
hasadı 20 bin ila 30 bin ton arasındayken, son yıllerde ama 5 bin ton mandalina
yetiştiriliyor.
Bodrum Ticaret Odası, mandalina krizine çözüm arar iken birtakım mühim
adımlar attı. Birkaç yıl evvelce “Bodrum Mandalinası” gazozunu piyasaa sürerek
Bodrum mandalinasını tekrar gündeme getirmeyi başardı. Bodrum Turunçgil Üretici
Birliği, “Bodrum Mandarini” menşe ismini coğrafi işaret olarak tescil ettirdi.
Yenilikçi çoğu yetiştirici Bodrum mandalinasından diğer mamüller elde etmeye
başladı: reçeller, marmelatlar, mandalina lokumu ya da çerez gibi yenilebilen
kurutulmuş mandalina cipsleri ve kuru reçel. Tadına doyulmaz bir mandalina
sorbesi bile piyasaa sürüldü. Bodrum mandalinalarının esansından ise mandalina
kolonyası üretilmeye başlandı. Aralık ile Ocak ayları arasında yolunuz Bodrum’a
düşerse ünlü kokulu Bodrum mandalinalarını en taze ve en lezzetli hâliyle
tüketebilirsiniz. Çekirdeklerle uğraşmak istemiyorsanız suyunu sıkarsınız. Her
hâlükârda, canlı yılbaşı ağaçları gibi süslenmiş mandalina bahçelerine uğramayı
unutmayın!
Bodrum’a ziyaretiniz mart ya da nisan aylarına denk gelirse bu sefer
mandalina bahçelerinin güzelliği diğerdır: meyveleri olmasa da mandalinaların
beyaz çiçekleri öylesine tatlı bir koku yayar ki oradan ayrıldıktan sonra bile
parfümü hafızanızda kazılı kalır.