21 Ocak 2020 Salı

Bodrum Mandalinası


Bodrum mandalinası; Koylarının turkuaz rengini herkes bilir ama turuncu renkli Bodrum’u pek kimse bilmez. Oysaki bir vakitler Bodrum Yarımadası’nın çiftçilerinin en mühim gelir kaynağıydı mandalinalar. Bugün ise narenciye bahçeleri terk edilme tehlikesi ile karşı karşıya

Koylarının turkuaz rengini herkes bilir ama turuncu renkli Bodrum’u pek kimse bilmez. Oysaki bir vakitler Bodrum Yarımadası’nın çiftçilerinin en mühim gelir kaynağıydı mandalinalar.

Kasım ile şubat ayları arasında Bodrum-Turgutreis anayolundan Bitez’e doğru sapan, arabasını köyde park eden ve ara yollardan yalıya doğru inen ziyaretçiler çağdaş bir turizm merkezi olarak tanınan Bodrum’dan beklenenden tamamıyla değişik bir dünya ile karşılaşıyor. Eski taş duvarlarla döşenmiş daracık dere yollarına güneş ışığı zor ulaşmakta, kenarlardaki eski keçiboynuzu, zeytin ve defne ağaçlarının iç içe işlemiş dal ve yaprakları yeşil tüneller oluşturmakta. Duvarın ötesinde koyu yeşil yaprakların arasından turuncu topçuklar yürüyenleri selamlıyor, işte mandalina bahçelerine hoş geldiniz! Yükten dalları aşağıya bükülmüş ağaçlar göz alabildiğine devam ediyor. Ne bereket ama!.. Ağaçların arasında bahçelerin sulanmasına yarayan derin ve geniş çaplı kuyuları ve yanlarındaki sulama havuzlarını keşfedebilirsiniz. Bugün sulama genellikle plastik borularla yapılsa da hâlâ eski, taştan yapılmış suyollarına rastlanıyor.

Her meyve gelen geçene “Beni kopar, tadıma bak.” diye fısıldıyor sanki. Bu harika görüntünün albenisine dayanamayıp mandalina soyuveren meraklı kimseler ise daha da harika bir koku ve lezzet ile ödüllendiriliyor, hele bir de kokulu Bodrum mandalinasını kopardılarsa! Bahçe sahibi o civardaysa gülümseyerek “Helal olsun, istediğin kadar kopar.” diye mandalina sevdalısını teşvik eder.

Peki, mandalinanın aslen Çin’den yaklaştığını biliyor muydunuz? Rivayete göre Anadolu’ya iki ayrı güzergâhtan ulaşmış: çekirdeksiz satsuma Hazar Denizi üzerinden Karadeniz kıyılarına kadar gelmiş ve Türkiye’de ilk olarak Rize mandalinası adıyla tanınmış. Çekirdekli tür ise Afrika kıtasını dolaşarak Yunan adalarına kadar ulaşmış, Rodos’tan da Bodrum’a getirilmiş. Bodrum’da mandalina tarımı ciddi anlamda ama bir yüzyıl evvelce başlamış. Yarımadanın koylarına uzanan bereketli Bitez, Müsgebi (Ortakent), Karatoprak (Turgutreis), Gümüşlük, Yalıkavak ve Gölköy ovaları bu iş amacıyla ideal. Yazın derli toplu esen meltemin ise Bodrum’da yetişen mandalinalara özel bir aroma kattığı düşünülüyor. Sırasıyla, çekirdeksiz mandalin (satsuma), daha koyu turuncu kabuklu tür mandalina, az çekirdekli olan klementin (Bodrum halkı arasında ‘kinin’) ve sonucunda ise mandalinaların kraliçesi, kokulu Bodrum mandalinası olgunlaşır.

Böylece bölümde kasımdan şubata kadar mandalina sofralardan hiç eksik olmaz. Eskiden evlerin bahçelerine özel tüketim amacıyla tek tük dikilirdi mandalina fideleri. 1930-40 yılları arasında yazar Halikarnas Balıkçısı’nın narenciye yetiştiriciliğini önemsediğini, vatan dışından tür tür fideler getirdiğini, Bodrum’u bergamot ağacı ile tanıştırdığını biliyoruz. Ancak ama II. Dünya Savaşı’ndan sonra mandalina tarımı iyice yaygınlaştı. Kış aylarında vitaminli meyvelerden yoksun İstanbul’da Bodrum’dan gelen mandalinalar kapış kapış satılırdı. Hele eski Yugoslavya üzerinden mandalinaların tüm Doğu Bloğu’na ihraç edildiği zaman Bodrumlu yetiştiriciler isteği karşılamakta zorlanırdı. Peki sonra ne oldu?

Doğu Bloğu çökünce mühim bir piyasa yok oldu. Üstelik çağdaş tüketiciye göre Bodrum mandalinasının yoğun kokusu ve harika lezzetine karşın mühim bir eksikliği vardı: her diliminde en az iki üç çekirdeğin bulunması! Tüketici alışkanlıklarının değişmesiyle Bodrum mandalinasına ilgi azaldı. Birçok ağaç kesildi, kalan bahçelerin bir alanı bakımsız. 70’li yıllerde yıllik mandalina hasadı 20 bin ila 30 bin ton arasındayken, son yıllerde ama 5 bin ton mandalina yetiştiriliyor.

Bodrum Ticaret Odası, mandalina krizine çözüm arar iken birtakım mühim adımlar attı. Birkaç yıl evvelce “Bodrum Mandalinası” gazozunu piyasaa sürerek Bodrum mandalinasını tekrar gündeme getirmeyi başardı. Bodrum Turunçgil Üretici Birliği, “Bodrum Mandarini” menşe ismini coğrafi işaret olarak tescil ettirdi. Yenilikçi çoğu yetiştirici Bodrum mandalinasından diğer mamüller elde etmeye başladı: reçeller, marmelatlar, mandalina lokumu ya da çerez gibi yenilebilen kurutulmuş mandalina cipsleri ve kuru reçel. Tadına doyulmaz bir mandalina sorbesi bile piyasaa sürüldü. Bodrum mandalinalarının esansından ise mandalina kolonyası üretilmeye başlandı. Aralık ile Ocak ayları arasında yolunuz Bodrum’a düşerse ünlü kokulu Bodrum mandalinalarını en taze ve en lezzetli hâliyle tüketebilirsiniz. Çekirdeklerle uğraşmak istemiyorsanız suyunu sıkarsınız. Her hâlükârda, canlı yılbaşı ağaçları gibi süslenmiş mandalina bahçelerine uğramayı unutmayın!

Bodrum’a ziyaretiniz mart ya da nisan aylarına denk gelirse bu sefer mandalina bahçelerinin güzelliği diğerdır: meyveleri olmasa da mandalinaların beyaz çiçekleri öylesine tatlı bir koku yayar ki oradan ayrıldıktan sonra bile parfümü hafızanızda kazılı kalır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder